• aku louhimies filmi. donmuş toprak demekmiş. helsinki'de geciyor. jung'a baglaniyorum: "ruhta benim üretmediğim şeyler vardı. kendilerini üretiyorlar ve yaşamlarını sürdürüyorlardı. örneğin bir odadaki insanları gördüğünde onları senin yarattığını ya da onlardan senin sorumlu olduğunu düşünmezsin, değil mi?" işte böyle, sahte bir 500 euro helsinkinin donuk ruhları arasında savruluyor. ateşi bulan insan soğuğu da keşfediyor. buzların arasındaki ölü harfler; yönetmen hiçbirini saklamamış, gizlice kurmuş bağlantıları. kötü bir ruh kağıt para sayesinde bedenden bedene geçiyor. paranın yaşamı, avrupanın refah fetişinin sonuna ekleniyor.en başta öğretmenin dediği gibi; a, b ile yapamıyor c'ye bileniyor. c, b'ye... böye devam ediyor. sonunda hegelyan imge belirginleşiyor: a, a olmayanın içine saklanıyor. çalın bu filmi, rupturously pessimistic çünkü, hipnotically voyeurist, belki de fascinating, yoksa absolutely jack daniels mı?
  • ingilizce adi frozen land, turkce adi buz diyari olan alt yapisinda senin yaptigin bir hatanin ya da yol actigin bir durumun bir baskasinin oykusunu nasil degistirebilecegini anlatan fin filmi.
  • acımasızlıklar, talihsizlikler, pişmanlıklar, haksızlıklar. böyle tanımlıyorlar filmi. ve siz diyorsunuz ilkokuldan itibaren türk filmi izlemeye alışmış bir bünyeye dram ikram etmek ne kadar ilgi çekici olabilir. izlemeye başlıyor insan. bir durağanlık, bir sıradanlık. sonrasında ise filmle konuşmaya başladığını farkediyor insan. kendini "yapma" diye bağırırken buluyor. muhteşem bir kurgu, bağlantı ve yanında buzların ve ahşabın diyarına duyulan sempati.` :aşk`

    not: leeds uluslararası film festivali altın baykuş büyük ödülü, bergen uluslararası film festivali büyük ödülü, atina uluslararası film festivali en iyi senaryo ödülü, göteborg film festivali kuzey film ödülü;fibresci ödülü; kodak kuzey bakışı ödülü, moskova uluslararası film festivali özel jüri ödülü.
  • taxi driver in finland olarak hafızalarda yer eden başarılı iskandinav filmi. modern bireyin gittikçe yalnızlığa itilişini, kendi rasyonel tercihlerinin sonucunu irasyonel olarak yaşayışının öyküsüdür. yönetmen, avrupanın insanlara sunduğu yaşam kültürünün aslında hiç de o kadar toz pembe olmadığını, o mutlu ama sıradan hayatlarında bir gün hiç beklenmedik bir şekilde sıradışı bir durumun içine düşebileceklerini anlatır.

    hikayenin anlatımında ise bu rahatsız edicilik duygusu sürekli titreyen, sallanan kamera ile verilir. bu üslup insanın iç dünyasına bilinçaltı bir rahatsızlık çökertir. film izleyici üzerinde bi rahatsızlık duygusu yaratır. üstelik bu rahatsızlık duygusunu da yarı belgesel bir anlatımla vererek etrafımızda film gibi hikayelerin gezindiğine bir kez daha dikkat çeker.
  • sahte bir 500 euro ile başlayan hikaye zamanla içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor. izlerken başroldeki arkadaşımız niko'ya uyuz oldum. arkadaşını satması, kendini satması beni deli etti. püü sanaa...
  • hayatımı kaydıran pek çok filmde olduğu gibi bunu da moviemax'te rastlayarak izlemiştim (artık neden izlemiyorum bu kanalı bilmiyorum. belli ki işe yarıyormuş). izledikten sonra, gecenin 3'ünde kafayı yemiştim resmen. tekrar izlemek, filmle ilgili bir şeyler yapmak istiyorum. imdb sayfasına bakmak yetmiyor. (bu arada facebook'un türkiye'deki yeni dönemleri olacak, adımı soyadımı jasper paakönen yapmıştım.) sınırsız internet yok, indirsem girecek fatura. ertesi gün çok umutsuz bir halde caddebostan civarı dvdcilerde bunu aramaya koyulmuştum. hiç ihtimal vermiyordum. ama girdiğim en yüzelsel dvdci'de (her mahallede fiks bi tane bulunan, dvd'ye lost çeken, kardeşim diye seslenen abi) en önde görmüştüm. hemen aldım tabi. doya doya tekrar izledim. daha da muhteşem olduğunu anladım.
  • kesisen hayatlar sinema tarzını gördüğüm bu filmde dramayı ne kadar acı ve olumsuzluk verirsek o kadar etkili olur çizgisinden dısarı cıkarabilseydi iyi olurdu dedirten filmdir zira güney kore sinemasının bazı örneklerinde rastlanılan sınırsız, ayarsız acı ile benzerlik göstermiştir. görsel sanatlar mı desem habercilik te mi desem bilmiyorum ama görünenin üzerine söz söyleme ki görünenin etkisi kaybolmasın motto su,kuralı vardır;coğu kez uyulmadı buna...ben filmde ziyadesiyle caresiz yalnızlığı gördüm ve bir drama sever olarak bana kafi geldi,caresiz yalnızlıgın kardan daha soguk oldugunu göstermiş filmdir.

    --- spoiler ---

    "bu hayat cehennemi aratmıyorsa, o zaman onu yaşamanın ne anlamı var?"

    --- spoiler ---
  • sonunda gerçeğe dönüşerek anlamını bulan sahte paranın leitmotif olarak kullanıldığı, kadercilikle yakından uzaktan ilgisi olmayan, kelebek ve bumerang etkilerinin anlamını kavramamızı sağlarken kuzeyin soğuğunu yansıtan titrek görüntülerle içinizi üşüten bir film...
  • yönetmenliğini aku louhimies in yaptığı, baş rollerini, jasper paakkönen, mikko leppilampi ve pamela tola ' nın paylaştığı, 2005 yılı yapımı, fin filmi. yönetmenin gözünden, iskandinav ülkelerinin dışarıdan görüldüğü gibi cennet olmadığını, tüm çıplaklığıyla, bize hatırlatan filmimiz, akıcı temposu ve adım adım gelişen tükeniş öyküleriyle, bir başyapıt olarak adlandırılmayı hak ediyor. izleyelim izlettirelim..
  • kuzeyli halkların sinemalarına göz atarken denk geldiğim film. film kopuk hikayelerden oluştuğu için çok akıcı değil ancak esprisi de kopuk hikayelerin birbirini ince bağlarla bağlı oluşu. kendi benliğimizle yaptığımız ya da yapmadığımız bir davranış,bir hareket başka hayatları da etkiliyor. filmde bu durum domino etkisi olarak sunulmuş.

    hayatta yaptığımız her hareketten sorumluyuz. ''a kişisi sorunu b kişisine başka çaresi olmayan! b kişisi c kişisine aktarıyor'' sorumluluk aktarırken sorumluluktan kaçarken yaptığımız ve yapmadığımız her şeyin başka insanların hayatını oldukça etkiliyoruz.

    cennet tasvirinin dışına çıkan bir finlandiya hikayesi. finli gençlerin alkol uyuşturucu bağımlılığı, aile bağlarının kopukluğu,toplumsal bozulmanın rahatsız ediciliği göze çarpıyor.

    en man som heter ove filminde de gördüğüm heralde iskandinav ülkelerinde yaygın olan bir intihar yöntemi olarak egzoz gazıyla intihar etme yöntemi bu filmde de geçiyor. egzozun ucunu uyumlu bir hortum bulup diğer ucu arabanın içine salıp pencereleri iyice örtüp arabayı çalıştırma ile ifa edilen bir yöntem.
hesabın var mı? giriş yap